Hekimlerimiz ve sağlık çalışanlarımız, elbette 14 Mart Tıp Bayramını bayram gibi kutlamak ister. Ancak son yıllarda olduğu gibi, 2022 yılının tıp bayramını da hekimlerimiz ve sağlık çalışanlarımız sorunlar yumağı içerisinde giriyor.
Bayram demek; gülmek, eğlenmek, sevinmek, demek. Bayram demek, küslüklerin, kırgınlıkların ortadan kalktığı, birlik beraberlik demek. Her yıl kutladığımız 14 Mart tıp bayramı, maalesef bayram olmaktan çıktı, Son yıllarda 14 mart, acaba hükümet yetkililerinden hekimlerimize ve sağlık çalışanlarımıza müjdeli bir haber gelir mi diye beklentilerin oluştuğu bir tarih haline geldi.
İnsana, İnsan sağlığına hizmet eden hekimlik, dünyanın en eski ve en kutsal mesleğidir. Bizim Türk Hekimlerimiz de, ülkemizin en değerli beyinlerindendir. Hekimlerimiz, Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Beni Türk Hekimlerine Emanet Ediniz” övgüsüne mazhar olmuşlardır.
Türk Hekimleri 100 yıldan fazla süredir her türlü olumsuz koşulda bile rüştünü ispat etmiş, en son pandemi dönemi de dahil, her zaman insanüstü fedakarlıklarla sınır tanımadan çalışmış, tıbbın her alanında, tüm dünyanın saygısını kazanmışlardır. Özellikle genç hekimlerimizin geleceğe dönük endişelerini azaltacak tedbirlerin alınması, itibarsızlaştırılan hekimlik mesleğinin hak ettiği itibarının iadesine, meslek onurunun gerektirdiği koşulların sağlanmasına, sağlıkta şiddete karşı gerekli önlemlerin alınmasına, hekimlik mesleğinin acilen hak ettiği değere kavuşturulmasına ihtiyaç vardır.
Bizim hekimlerimiz; geçmişten bu güne vatanları ve milletleri için her zaman kanlarını ve canlarını feda etmişlerdir.
1915’te tamamı şehit olduğu için 1921 yılında mezun veremeyen Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’nin kahraman birinci sınıf öğrencilerini, Çanakkale Savaşlarında son kalan ağrı kesici morfini kendi ağır yaralı oğluna değil, yaşama ihtimali olan diğer askerlere yaptıran Dr. Nusret’i, 14 Mart 1919’da İstanbul işgal altındayken fakülte binasına Türk Bayrağı asarak dalgalandıran, işgal güçlerine direnen, hürriyet ve diriliş ateşini yakan Tıp Fakültesi öğrencilerini, tıp eğitimini yarıda bırakarak Kurtuluş Savaşı’na katılan, sonrasında da Sivas Kongresi’nde tıbbiyelileri temsilen bulunarak bu kongrede Mustafa Kemal Atatürk’e dönüp “Türk Milletinin başka bir ülkenin mandasına girmesinin kesinlikle kabul edilemeyeceğini” söyleyen, işgale karşı başkaldıran tıp öğrencilerinin sembolü Dr. Hikmet Boran’ı, unutmak mümkün müdür?
Bu gün geldiğimiz noktada ise, yurt dışına çalışmak için giden binlerce hekimimizi gördükçe yüreğimiz yanıyor. Değil binlerce hekimimiz, bir hekimimizin bile yurt dışına gitmesini istemiyoruz. Pırıl pırıl genç hekimlerimizi yurt dışına gitmeye sürükleyen sebeplerin çözümleri bir an önce uygulamaya konulmalıdır. Devletini ve milletini seven vatandaşlarımızın bir tanesinin bile, ülkemizin en zeki beyinlerinin yurt dışına gidişini hazmetmesi mümkün değildir.Bizim hekimlerimiz, bizim milletimize hizmet etmelidir.
Yaklaşık iki yıldır devam eden pandemi de ailelerinin ve kendilerinin hayatını hiçe sayarak görev yaparken şehit olan onlarca isimsiz kahraman hekim ve sağlık çalışanı arkadaşlarımızı, zor koşullarda mesleklerini icra ederken görevleri başında şehit edilen hekimlerimizi ve sağlık çalışanlarımızı rahmetle minnetle saygıyla anıyoruz.
Önümüzdeki süreçte tıp bayramlarının bayram havasında kutlanması dileğiyle, tüm hekimlerimizin ve sağlık çalışanlarımızın tıp bayramını kutlarız.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı